12 Eylül 2010 Pazar

Şeker Bayramı'nda tatlı yenir


Bu güzel bayram gününde Antrepo'ya gitmek isteyen çiftimiz şabalak arkadaşlarını beklemek için aslında pek tatlı sevmeseler de Karaköy Güllüoğlu'nda vakit geçirmeye karar verirler. Burada Y. gelin bohçasıyla tanışır. B. de sütlü nuriyeye aşık olur.

Ama Nuriye B.'ye yüz vermez, bohçasını alıp kaçar; bu esnada beklenen şabalak arkadaşlar her zamanki gibi rötorla buluşma mekanına ulaşır. Bodyworks sergisinden sonra iştahlarının kapanacağı iddia edilmektedir. Fakat sergiden sonra Y. ve B. soluğu bu sayfalarda önceden gösterilmiş olan Canım Ciğerim'de alırlar. Y. bu sefer utandığından yağları B.nin önüne fırlatmayıp kendi yer. Evet sergiden çok etkilenmişlerdir.

Pembe badem şekerlerini kim yedi?

Akşam eve gelen Y.: "Bu kavanozun içerisinde pembe, yeşil, mavi ve turuncu badem şekerleri vardı. Ne hikmetse birisi sadece pembeleri yemiş, hatta özenle tek tek ayıklamış. Halbuki pembe benim hakkım, kimin pembe telefonu ve notebooku var sorarım size?" Neyse ki B. nin elinde üç tek pembe kurtarabildim yemeye kıyamıyorum...

B.nin savunması: Kavanozda topu topu üç beş tane pembe badem şekeri vardı. Ben de elimi daldırıp ne geldiyse onu yedim. Özenle pembeleri seçtiğim külliyen iftiradır. Dikkatli bakılırsa kavanozun dibinde yatan pembe badem şekerlerini görebilirsiniz. Bunu size abaküsümle de ispat edebilirim istenirse.

Y.nin cevabı: Sen bir kere o abaküsle çarpma bile yapamıyorsun nerede kaldı haklılığını ispat edeceksin; bu bir. İkincisi kavanozun dolu halinin fotoğrafını çekmediğime çok pişmanım. Kozlarımızı mahkemede paylaşacağız.

B. sessiz kalma hakkını kullanmak ister...

incir çekirdeği ve Blush


Kavuştuktan sonra ilk akşam yemeği.

B: İyi ki geldim erkenden...
Y: Nasıl getirttim ama seni erkenden!

B. ilk kez Blush içer ve çok beğenir-mevsim itibariyle jeton biraz geç düşmüştür ama olsun.
Y. bulduğu bütün incirleri ve incir kabuklarını yutar-çünkü mor sonbahar meyvelerini çok sever. B. sonbahar boyunca meyve stoklarını nasıl dolu tutacağını düşünmektedir.

Yaz biter sonbahar gelir artık vişne de bulunmaz.

Çikolatalı olur Burma'nın çilekleri

Y. bir gün iş yerinde sinirli sinirli çalışırken ofisboy'un elinde parlak bir kutu görür. Kutunun kendisine geldiğini bilmemektedir ve sahibini kıskanır. Sonra kutuyu masasında bulur ve yanında güzel bir not yazmaktadır. Mutluluktan ağlamak ister ama önce çilekleri mi yesin yoksa ağlasın mı karar veremez. En çok pembelisini sever...

her şey böyle başladı



Y. ve B. yemeyi ve içmeyi çok seven bir çift. Obur değil gurme olduklarını iddia ediyorlar. Bu kadar çok şey öğütürken diş sağlığı önemli tabii. Hele de B'nin antidentite olduğu düşünülürse... Mottoları: "Dişin varken et ye, çorbayı dişlerin dökülünce yersin... "